Server, Türkçe “Sunucu” olarak adlandırılan, web sitelerin, veritabanlarının ya da özel iş için kullanılan yazılımların barındırıldığı bilgisayar kasasıdır.Bir çok server evimizdeki gibi atx kasa bilgisayar kasası olabildiği gibi çok daha pahalı olan rack tipi kasalar ve bunun üzerinde configrasyon yenilenerek düzenlenen serverlarda vardır.Rack tipi serverlar boyutlarına göre 1U, 2U, 4U, 6U gibi çeşitlendirilir.
1U rack mount server
2U rack mount server
4U rack mount server
Bu rack tipi serverlar rack kabinlerde raflarda üst üste sıralı olarak dururlar.
Serverları server yapan donanımsal olarak şekilleri değil içinde bulunan yazılımlardır.Örneğin web sitelerin barındığı web server, linux işletim sistemi ise apache yazılımının,windows server için de IIS yazılımınının içinde kurulmuş olması ile elde edilir.Yazılım geliştirenler kendi bilgisayarlarında bu web server yazılımlarını kurarak yazdıkları kodları test edebiliyorlar.
Sunucu,herhangi bir ağ üzerinde bir programı veya bir bilgiyi farklı kullanıcılara/sistemlere paylaştıran donanım veya yazılıma verilen genel isimdir.Donanımsal olarak sunucuların, sorunsuz çalışmak üzere inşaa edilmiş, güvenilir, çoklu kullanıcıya hizmet eden bilgisayar sistem(ler)i olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, PC Labs’ın bulunduğu bilgisayar sistemi bir sunucudur ve bu bilgiler Internet aracılığı ile siteyi ziyaret edenlere bilgiler dağıtılır/paylaşılır. Bilgisayar sunucularının yanında, yazılım sunucuları da mevcut. Örneğin, MySQL Server bir veritabanı sunucu yazılımıdır ve bunu bir sunucuya yüklediğimiz zaman bu sunucuya genellikle database server (veritabanı sunucusu) deriz.
Internet uygulamalarının artması ve her konuda hızla yaygınlaşması sonucunda, özellikle çok sayıda kullanıcının bir iletişim ağı içinde yer aldığı şirketlerde, tek bir internet bağlantısı üzerinden çok sayıda kullanıcı internete erişme ihtiyacını duymaktadırlar
Aynı şekilde veritabanı serverı elde etmek için servera, mysql, mssql ya da oracle gibi bir veritabanı yazılımı kurmak yeterlidir.
Yine aynı şekilde ftp server için servera ftp yazılımı kurulur.Tabi çoğunlukla tüm bu yazılımlar tek bir servera kuruluyor.Aynı servera htm apache yazılımını hem de mysql veritabanını kurarak hem web server hem de veritabanı serverı olarak kullanabiliyorsunuz.Bunun yanında ftp yazılımı ve mail server yazılımı vb ihtiyaç duyulan tüm yazılımlar tek servera kurularak hizmet veriliyor genelde.
Yoğun sistemlerde 1 servera apache, 1 servera mysql, 1 servera mail yazılımları kuruluyor. Hatta bunlar da cluster yapıya getirilebiliyor.Örneğin, facebook gibi büyük bir site için yüzlerce serverda sadece apache kurup web servera gelen istekleri tüm serverlara dağıtarak daha hızlı ve kesintisiz yayın yapılabiliyor.Bu şekilde yedekli yapı mysql veritabanı için ve diğer server yazılımları için de geçerlidir.
Host konusuna bir önceki yazımda değinmiştim.Host aldığınızda web serverın harddisk inden size alan tahsis edilir.Serverda sadece sizin web sitenize değil yüzlerce siteye aynı serverda host açılır.Host ihtiyacınız çok büyüdüğünde 1 serverda sadece 1 siteyi barındırabilirsiniz.Bunun için server kiralamanız gerekir.Birden fazla bilgisayar kullanıcısının yoğun olarak internete eriştiği şirket, okul v.b. yerlerde her bir bilgisayardaki web tarayıcısı o kullanıcının daha önce eriştiği sayfaları belki diskinden okuyarak performans anlamında bir avantaj getirecek olsa da, çok sayıda kullanıcının olduğu böyle ortamlarda aynı sayfalara erişen kullanıcıların bilgisayarlarında tutulan kayıtlı web sayfalarının kullanıcıların birbirine faydası olamayacaktır. Aynı sitelerde dolaşan, aynı sayfalara erişen değişik insanların olduğu bu gibi ortamlarda birinin eriştiği sayfa daha sonra bir başka kişi tarafından ulaşılmaya erişildiği bir bilgisayarın diskinden okunabilseydi ciddi performans artışı olacaktı. Çünkü, bugün şirket, okul v.b. gibi yerlerde bina içinde kullanılan yerel iletişim ağlarında hat performansı minimum 10 MegaBit/saniye, ortalama ve çoğunlukla 100 MegaBit/saniye civarında iken ADSL, DSL, FrameRelay veya Kiralık Hat (Leased-Line) v.b. gibi isimlerle anılan internet bağlantılarında hızlar oldukça düşüktür ve 512 KiloBit/saniye, 1 MegaBit/saniye ve 2 MegaBit/saniye gibi seviyelerdedir. Doğal olarak, internet iletişim hızının yerel ağ hızlarına göre oldukça düşük olduğu ortamlarda kullanılan web sayfalarının bir sonraki kullanımlar için disk ortamına kayıt edileceği ve bunun birçok bilgisayar kullanıcısı tarafından ortaklaşa paylaşılacağı ortamlara ihtiyaç vardır.
Gündelik hayatta işlerin daha kolaylaşması ve bilgilerin daha sağlam koşullarda saklanması için bilgisayarları kullanmamız bir gerçektir. Hem güvenli hem de az zamanda çok işler yapabilmesi bakımından günümüz teknolojisinin en önemli veri aktarım aracıdır bilgisayarlar. İşte bu makinaların kullanıldığı özellikle finans, sağlık ve bilişim gibi sektörlerde çok hızlı ve sürekli veri alışverişine ihtiyaç vardır. Üstelik bu veri aktarımının sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi ve depolamanın da güvenli olması için sunucular çok önem taşımaktadır.Proxy server uygulamalarında kullanıcılar web tarayıcılarında proxy server ile ilgili tanımları yaparak, internet üzerindeki dolaşmalarında site web sayfaları ile ilgili taleplerini hep proxy server’a gönderirler. Proxy server bu kullanıcıların web sayfaları ile ilgili isteklerini alarak, internet üzerinden okur, diskine kaydeder ve kullanıya yollar. İkinci kere yine aynı sayfa proxy server’dan istendiğinde ilkönce proxy server diskine bakarak bu sayfanın burda kayıtlı olduğunu görür ve internete çıkmadan bu sayfaları diskinden okuyarak kullanıcıya iletir. Bu şekilde proxy server’ın diskinden (cache) okunan bilgilerin gönderildiği bilgisayar kullanıcıları çok ciddi bir performans artışı ile karşılaşırlar.
İşte tam bu noktada sunucular devreye girmektedir. İnsanların özellikle çalıştığı mekanlardaki makineler, bir diğer makineler ile koordine bir şekilde veri akışını sağlamazsa zaman ve veri kaybı olabilir. Örneğin piyasalarda kur farkı meydana gelebilir. Bu fark ülke ekonomisinde kötüye gidişe neden olur. Bu gibi durumların yaşanmaması için de hızlandırılmış ve özellikleri artırılmış sunucu adı verilmiş makinelere her zaman ihtiyacımız olacaktır.Yani, proxy server kullanılan ortamlarda kullanıcılar web sayfaları ile ilgili tüm taleplerini proxy server’a iletmektedirler ve internete ulaşmamaktadırlar. Proxy server bu kullanıcılar adına ilgili web sayfalarına erişmekte ve bu bilgiyi alıp, kayıt edip, talep eden kullanıcıya göndermektedir.
Proxy server kullanımı özellikle çok sayıda kullanıcın bulunduğu ortamlarda ciddi performans avantajı sağlamaktadır. Ve elbette bu şekilde internet bağlantısı da çok daha verimli kullanılmaktadır.
Bugün internet üzerinde de hizmet veren Anonim Proxy server’lar yer almaktadır.Internet üzerindeki bir web sitesine direkt erişmek ile proxy server üzerinden erişmek arasında herhangi bir fark olmayacaktır, çünkü her ikisinin de hat hızı aynıdır. Halbuki, daha önceki örneğimizde anlattığımız gibi, internet bağlantısı 2 Mbps olan bir ortamda kullanıcıların şirket içindeki proxy server’a bağlantı (LAN) hızları 100Mbps şeklindedir. Yani, burda internete direkt eriştiğinizde hızınız 2Mbps iken proxy server üzerinde daha önce kayıtlı bir internet sitesine erişirken hızınız 100 Mbps olacaktır. Yani, 50 kat daha hızlı. Ancak, proxy server’ları kullanan bilgisayarlar sürekli internete eriştikleri sitelerde proxy server’ları aracı kullandıkları için, bu internet sitelerinden bilgi isteyen bilgisayarlar hep proxy server’lar olmaktadır. Bu yapısından ötürü, bazı alanlarda proxy server’lar güvenlik veya kimliklerin saklanması nedeniyle de kullanılmaktadır. Çünkü, proxy server’ı kullanarak herhangi bir internet sitesine erişen kullanıcının bu erişimleri hep proxy server tarafından yapılmış gibi görülecektir. Çünkü, proxy server erişilen site ile kullanıcı arasına girmekte ve kullanıcı isteğini proxy server’dan almakta, proxy server’da internet sitesinden istemektedir.
Ancak, yaygın olarak birçok insan proxy server kullandığında kimliklerinin saklı kalacağını düşünmektedirler. Aslında durum hiç de sanıldığı gibi değildir.
Proxy server’lar değişik sınıflara ayrılmaktadırlar. Bunlar;
– Transparent (saydam) proxy server’lar,
– Anonymous (anonim) proxy server’lar,
– High Anonymity veya Elite proxy server’lar.
Bu üç farklı tipteki proxy server arasındaki fark, kimlik bildirimi ile ilgilidir İnternet üzerindeki bir siteye bir talep iletildiğinde ve bir iletişim kurulmaya çalışıldığında iletişim kurulan yer ile iletişimi kuran arasında kimlik bilgilerinin iletildiği bir başlık gönderilir. Bir nevi bilgi etiketi ve başlık gibi yorumlayabileceğimiz bu kayıtlarda bilgiyi talep eden ile ilgili çeşitli bilgiler karşı tarafa iletilir. Bunlar içinde, internet adresi (IP adresi), kullanılan web tarayıcı v.b. gibi bilgiler yeralır.
Transparent (saydam) proxy server‘lar kullanıcı ile internet sitesi arasında olmakla ile birlikte kullanıcın talebini kendi talebi gibi değil, kullanıcının talebi gibi ilgili siteye iletir. Yani, internet kullanıcısının karşısındaki kişi bu kullanıcının bir proxy server kullandığını algılayamaz. Proxy server internet kullanıcısının kimliğini aynı şekilde karşı tarafa iletir. Bu tip bir uygulama genellikle, güvenlik nedeni ile erişen kişinin bilgisayar ve internet adresine bağlı kısıtlamaların olduğu uygulamalarda kullanılır.Arada proxy server kullanılması durumunda da erişmeye çalışan proxy server adresi farklı olacağından bu tip siteler erişimi engelleyecektir.Ve eğer illaki bir proxy server kullanılacak ise, bununda transparent proxy server olması gerekir. Yani, karşı tarafa iletilen kimlik bilgilerinde proxy kendini gizler, kullanıcının bilgilerini iletir, sanki bu bağlantıyı kendi değil, internet kullanıcısı yapmış gibi…
Anonymous (anonim) proxy server’lar internet ve yerel ağlarda ağırlıklı (%90) olarak kullanılan proxy server’lardır. Bu proxy server’larda internet kullanıcısı proxy server arkasında kalır ve erişilen siteye bilgiyi alan proxy server gibi gözükür. Yani, kimlik bilgilerinde bağlantıyı kuranın kendisi olduğu gözükür, ANCAK bu kimlik bilgileri içinde kendisinin bir proxy server olduğu belirtilir ve internet kullanıcısnın bilgileri de yeralır. İlk başta karşı taraf kendisi ile bağlantı kuranı proxy server zannetse de, biraz daha detaylı bir inceleme ile bu proxy server arkasındaki kişinin bilgilerini görebilir.
Hem transparent hemde anonymous proxy server’lar, proxy server arkasındaki kullanıcının tüm bilgilerini karşı tarafa iletmektedirler. Transparent proxy server’da özellikle proxy server kendini gizlemektedir.
High-Anonymity veya Elite proxy server
Bu tip proxy server’larda proxy server arkasındaki kişinin “sadece” internet adresi kesinlikle karşı tarafa iletilmez. Ancak. hangi web tarayıcıyı kullandığı gibi diğer bilgiler iletilir. Elite proxy server’lar proxy server kullanıcısının internet adresinin saklanması amacı ile düşünülmüş olsa da, daha sonraları bu tip server’lar kötü amaçlar ile kullanılmaya başlanıldığından bu konuda internette herkesin kullanıma açık elite server’lara bazı kısıtlamalar ve kurallar getirilmiştir.Elite proxy server’ları kullanan kişilerin bilgileri 5 sene boyunca bu server’larda saklanmakta, ve bu tip server’ları kullanarak ahlaki değerleri veya yasaları istismar edenlerin internet adreslerine ulaşılabilmektedir.
Sonuçta,proxy server’lar yerel bir iletişim ağında (Local Area Network) internet erişiminde çok ciddi bir performans artışı sağlarken, internet kullanıcısına hiçbir şekilde tam anlamıyla bir gizlilik sağlayamamaktadırlar. Bu nedenle, proxy server arkasında iken, kendinizin tamamen gizleneceğinizi, bilgilerinize elite proxy server dahi kullansanız erişilemeyeceğini düşünmeyiniz.
Ayrıca, internet üzerindeki bir proxy server ile aranizdaki iletişim çok çok iyi değil ise, internet üzerindeki anonim proxy server’ların kullanılması önerilmez. Zaten, internete bağlanan tek bir kişinin proxy server kullanmaya ihtiyacı yoktur, bunun aynısını zaten web tarayıcınızın “cache” özelliği sağlamaktadır. Ancak çok sayıda bilgisayarın olduğu ortamlarda, ve internetteki değil ama o bina veya oda içindeki (yani LAN içindeki), proxy server kullanımının çok ciddi avantajları olacaktır.
Neden Sunuculara İhtiyacımız Var?
Sunuculara olan ihtiyaç, işlerimizi bilgisayar sistemleri vasıtasıyla yaptığımız ve bilgileri bu sistemlere depoladığımız zamanlarda ortaya çıkıyor.Artık bir çok işletme, bilgilerini merkezi noktada saklıyor ve bilgileri şubelerine bu merkezden dağıtıyor. Merkezde bu bilgi saklama görevini yapan, sürekli çalışır halde olması gereken bilgisayar sistemi sunucudur.
Günümüzde, bilgisayar sistemlerinin sürekli çalışmasının çok önemli olduğu finans, sağlık, eğitim gibi sektörler var. Bu sektörlerde çok ufak zaman kayıpları, inanılmaz boyutta iş ve para kaybını beraberinde getirebiliyor. Bir bankanın son 1 saat içerisinde yapılan işlemleri sunucu arızası nedeniyle kaybettiğini düşündüğünüzde, ortadaki kaybı görmek oldukça kolay olacaktır. Düzgün işlemeyen bilgisayar sistemlerinin bile çok para ve iş kaybına neden olduğunu zaman zaman canlı örnekleriyle görüyoruz. Örneğin Ziraat Bankası, yaptığı yazılımsal değişikliği nedeniyle geçtiğimiz aylarda çok büyük sorunlar yaşamış, bankanın müşterileri mağdur olmuştu.
Sunuculara olan ihtiyacımız işte burada ortaya çıkıyor. Yaptığımız işte, zaman, iş ve bilgi kaybı olmasını istemiyorsak sunucu sistemler işin içerisine giriyor. Sunucular, genelde yedekli yapılarla çalıştığı için, çalışmalarınız çok az durumda aksıyor. Örneğin, güç kaynağı arızasında ikinci güç kaynağı hemen devreye girerek durumu telafi ediyor veya herhangi bir disk arızasında diğer diskler veri kaybını engelliyor ve çalışmaya devam edilebiliyor.
Biraz Geçmişe Bakalım
Aslında sunucu deyince geçmiş dönemlerde akıllara ilk olarak Mainframe’ler gelirdi. Mainframe, mini-bilgisayarların bağlandığı çok geniş bilgisayar sistemlerine verilen isimdir. Mainframe’i klasik bilgisayar sistemlerinden ayıran özelliği, kabaca, paralel olarak işleyen “bilgisayarcıklardan” oluşmasıdır. Örneğin, Mainframe’e has olan I/O kanalına takılacak her kontrolcü, kendisine ait disk, ethernet kartı, belleği kontrol edip, her kontrolcü farklı bir işletim sistemi çalıştırabiliyor. Mainframe’i esas güçlü kılan özelliği de bu. Mainframe’lerin eski yazılımlarla uyumlu olabilmesi, herhangi bir aksaklıkta hemen paralel sistemin devreye girerek hata oluşmasını engellemesi ve sistem çalışırken bile donanımları takıp çıkartabilme özelliği, sistem kaynaklarını paylaşabilen birbirinden tamamen izole şekilde çalışabilen sanal bölümleri, onun esas özelliklerini oluşturuyor.
Ancak Mainframe’ler bu kadar esnekliğin ve özelliğin yanında çok yüksek maliyet getiriyordu. Özellikle küçük ve orta ölçekli şirketler için uygulaması ve kullanılması zor olan Mainframe’ler yerine, mini-bilgisayar olarak adlandırılan aslında masaüstü farkı olmayan bilgisayarlara Mainframe’in yapabildiği bazı özellikler kazandırılarak “sunucu” görevi yapmaya başladı.Mainframe’ler halen büyük organizasyonlar tarafından kullanılıyor (örneğin finans sektörü) ancak artık sunucu deyince aklımıza, sunucu işlevi yapmak üzere geliştirilmiş donanımları taşıyan mini-bilgisayarlar geliyor.Mainframe’in yaptığı birçok işi çok daha ucuza yapabiliyor ve günümüzde çok popülerler.
Artık istemci sistemler (sunucuya bağlı olan bilgisayarlar), sunucu ile eş zamanlı olarak çalışıyor ve gerekli komutların işletilmesinde sunucuya yardımcı oluyor. Örneğin, istemci bilgisayardan çalışan muhasebe yazılımından rapor alacağız. Veritabanı sunucusuna komutlar gönderilerek, veritabanında bilgiler sunucunun işlem gücüyle gerçekleştiriliyor. Sunucudan alınan ham bilgiler, istemci bilgisayar tarafından tekrar işleme konup istenen rapor elde ediliyor. Tüm bu işlemler sadece sunucuya yaptırılacak olsaydı kuşkusuz daha güçlü sunuculara ihtiyaç olacaktı. Veya web sunuculardan bir örnek verelim. ASP, PHP veya JSP gibi kodlar web sunucusu tarafından işleme konurken, Javascript kodları veya sayfaların gösterilmesi istemci tarafından yapılıyor.5-10 yıl öncesinde sunucu belki de sistem belleği artırılmış bilgisayar gibiydi ama yeni donanımlarla birlikte güvenirlikte işin içine girdi. Zira sunucularda artık aranan esas özellikler, güvenilirlik ve sorunsuz çalışabilmesi.
Günümüzdeki Sunucu Çeşitleri
Her ne kadar günümüzde çok sık kullanılan sunucular, masaüstü sistemlerimize benzer olsa da, ayrıldıkları veya özelleştikleri bazı noktalar var:
1- Performans: Çoklu kullanıcıya hizmet edeceğinden, çoklu işlemci desteği, hızlı bir disk sistemi, fazla bellek miktarı barındırma.
2- Ölçeklenebilirlik: Kullanılan sunucunun ihtiyaçlara göre ne kadar güncelleştirilebileceği. Örneğin, artan yüke karşılık işlemci sayısını veya hızını artırabiliyor muyuz? Bellek miktarı ne kadar artıyor?
3- Güvenirlik ve Devamlılık: Kullanılan donanımlar yedekli mi? Arıza çıktığında yedeği otomatik olarak devreye girip sorunsuz bir şekilde çalışmaya devam edilebiliyor mu?
Sunucuların kullanıldığı tek bir alan olmadığı için, farklı amaçlar için farklı donanımlarda ve özelliklerde sunucular bulmak mümkün. Örneğin, ufak bir işletmede kullanılan sunucunun 10-15 bilgisayara hizmet edeceğini varsayalım. Bu sunucu için öncelikli hedef %100 ulaşılabilirlik değil, sonuçta mesai bitince tüm sistemler gibi sunucu da kapatılıyor. Bu sistem için önemli olan, bilgi bütünlüğü. Bir web sunucusu için esas öncelik, %100 ulaşılabilirlik ve bilgi bütünlüğü. Günümüzde yüksek ulaşılabilirlik oranına ihtiyaç duyan datacenter’lar için, KOBİ’ler için, işlem gücünün maksimumda olması gereken işletmeler için farklı sunucular bulunuyor. Mainframe haricinde bizi ilgilendiren başlıca sunucu tiplerini listeleyelim:
- 1. Rack Mounted Server: Aslında günümüzdeki bir çok sunucu bu yapıda. Bu sunucuların esas amacı, az yer kaplaması ve özel bilgisayar raflarına yerleştirilebilmeleri. Kullanım amacına göre bu sistemler özelleştirilebiliyor.
Bu tarz sunucular 1U, 2U, 4U, 5U gibi ifadelerle ifade edilmekte. 1U ifadesi, unit, yani bir raf yüksekliğinde, yani 1.75 inç yüksekliğinde demek. 2U ise 3.5 inç yüksekliğinde demek. 1U veya 2U kasalara kurulan sunucular genellikle genişletilebilirlik açısından sınırlı oluyor. Bir bilgisayar rafında (fullrack) 42 birim (U) bulunduğunu da hatırlatalım. Bir çok organizasyon, yer sıkıntısının olduğu noktada bu raf sunucularını (rack server) kullanıyor. 1U kasa içerisine monte edilecek bir sistem aslına bakarsanız küçük ve orta ölçekli bir işletmenin ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilecek özellikte olabiliyor. Raf tipi sunucuların genellikle datacenter’larda kullanıldığını görüyoruz.
2. Blade Servers(Blade Sunucular) :Blade sunucular, 1U tipindeki bilgisayarlara benzer, hatta daha ufak yapıdaki kasaya sahip anakart, işlemci ve bellekten oluşan sistemdir. Ufak yapıda olmasının getirdiği avantaj, bu blade sunucularının yerleştirildiği blade sunucu kasasının olması ve takıp/çıkartma işleminin sistem çalışırken bile yapılabilmesi. Blade sunucular, yüksek ve sorunsuz çalışma süresinin hedeflendiği noktalarda kullanılıyor. Herhangi bir arızada sistem sağlam kasalarla çalışmaya devam ediyor ve bozuk olanı yenisiyle sistem çalışırken değiştirebiliyorsunuz. Bağlantı ve kablolama karmaşıklığı da bu sistemlerde en aza indirgeniyor.
Blade server.
Fujitsu-Siemens’in blade server kasası..
- 3. Standart Sunucular:bu sunucuları büyük özel sunucu kasalarına kurulmuş sunucular olarak adlandırabiliriz. Özellikleri ihtiyaca göre değişiklik gösterebilir ve küçük/orta/büyük ölçekli şirketler çok sık bir şekilde bu tip sunucular kullanılmaktadır.Örneğin bir veritabanı sunucusu veya dosya sunucusu da bu sistemlerden yapılabilir. Bu sistemlerin avantajı, bol genişleme ve disk yuvasına sahip olmaları.Kasa biraz tanıdık, değil mi?
Sunucu Donanımları
Donanım üreticileri tarafından sunucular için geliştirilmiş özel donanımlar üretiliyor. İşlemciler, bellekler, ethernet kartları, diskler, güç kaynakları vs. Şimdi başlıca sunucu bileşenlerine ve alte rnatiflerine bakalım:
İşlemci: Sunucularda kullanılan işlemcileri masaüstü sistemlerde kullanılan işlemcilerden ayıran farkın başında çoklu işlemci desteği, daha geniş L1 ve L2 tampon bellekler geliyor. Çoğu kullanıcı, örneğin çift işlemci destekli anakarta 2 adet masaüstü işlemcisi taktığı zaman çift işlemci çalışabileceğini düşünüyor. Eskiden bu mümkün olabiliyordu ancak yeni işlemcilerde böyle bir şey yok. İşlemcilerin de çoklu işlemci desteğini sunması gerekiyor. Bizim ilgileneceğimiz sunucular için AMD ve Intel’in ürettiği işlemciler kullanılıyor:
- Intel: Xeon, Xeon MP, Itanium, Itanium 2
- AMD: Athlon MP, OpteronBellek: Aslında sunucularda kullandığımz bellek tıpkı masaüstü sistemlerinde kullandıklarımız gibi DDR SDRAM, SDRAM veya RDRAM olabiliyor. Sunucularda genellikle ECC (Hata kontrol ve düzeltme mekanizması)’ye sahip olan bellekler tercih edilir ve kullanılan bellek miktarları fazla olduğu için “registered” bellek tercih edilir. Registered bellekler, üzerinde buluna bir çip sayesinde belleği sürekli tazeleyerek bilgilerin bütünlüğünü korurken, ECC özelliği de olası veri hatalarının düzeltiminde rol alıyor.
Veri Depolama:sunucular için SCSI diskler çok uzun zamandan beri birincil tercih halinde. SCSI disklerin özellikle sunucular için geliştirildiğini ve uygun olduğunu söylememiz sanırım yanlış olmaz. Daha uzun ömürleri, daha hızlı komutlara cevap verebilmeleri, daha fazla performans sunabilmesi, daha fazla bant genişliği sunması onları sunucular için tercih sebebi yapıyor.
Son zamanlarda SATA disklerin de SCSI’ye benzer hot-swap özelliğinden dolayı kullanıldığını görüyoruz ama bunun uygulamaları henüz yaygın değil. Günümüzdeki disk arabirimlerine ve sundukları bant genişliklerine bakalım:
- ATA100: 100MB/s
- ATA133: 133MB/s
- Serial ATA: 150MB/s
- Ultra160 SCSI: 160MB/s
- Ultra320 SCSI: 320MB/s
Bant genişliğinin genelde performansı etkileyen birincil unsur olmadığını hatırlatmak gerekiyor.
Veri depolama deyince işin içine RAID giriyor. RAID, veri güvenliğinin ön planda olduğu noktalarda mutlaka kullanılması gereken bir yapı.
Bağlantı
Ağ bağlantısı için gereken ethernet kartlarından bahsetmemiz de gerekiyor. Günümüzde anakart üzerinde entegre gelen ethernet kartları 1 gigabit’lik ve sonradan takacağınız ethernet kartı da muhtemelen 1 gigabit’lik olacak. Sunuculara birden fazla ethernet kartı takıp, bir ağdaki bilgileri, ikinci ağdaki sistemlere paylaştırmak mümkün olabilir. Ya da, bir kart devre dışı kaldığında diğeri devreye girerek çalışmaya devam edecek şekilde yapılandırılabilir.